Geçmiþ zaman olur ki hayali cihan deðer Aklýma ilk gelen bu söz oldu Sayýn Murat Karanýn Hekimhanlýlar sergisini izlediðimde. Kaç kiþiyi tanýyordum o kadar insanýn içerisinde? Þöyle bir göz attým: Saim Ýnan ve babasýný, postacý Metin Mutlu aðabeyi, þimdi sokakta görsem tanýyamayacaðým baba dostu Bekir Uzunoðlunu, postacý Turan dayýyý, berber Battal Yüceli Onlar beni tanýr mý? Metin aðabeyle , Sevgili Saim tanýr olsa olsa Ama bir þey var beni o resimlere baðlayan Hani Sevgili Þemsi Belli diyor ya: Ne kapýmý çalan garip postacý Ne beni bekleyen özleyen bir yâr Bana benden yakýn, benden yabancý Ýçimde dolaþan, gezen biri var Bana benden yakýn benden yabancý onlarca insan var o Hekimhanlýlar sergisinde. Her bir yüze baktýðýmda kendimden bir þeyler buluyorum. Bazýlarýný belleðimdeki silik resimlerle birleþtirip, dolaþýrken bir yaz mevsiminde Hekimhanda görüp görmediðimi sorguluyorum kendi kendime. Buruk bir sevinç kaplýyor içimi. Bunlar diyorum, Bu insanlar benim insanlarým, benim köküm; ben geleceðiyim onlarýn. Hele hele o siyah beyaz resimlerin her biri apayrý birer roman konusu. Neler gördü, neler yaþadý o insanlar Köþker Sadýk Özkulun gözündeki gözlük, Kandýllý Osman Kandemirin býyýðý, Fotoðrafçý Yahya Alpayýn filozofça görüntüsü alýr götürür deryalar içerisine düþünen insaný Sonra döneminin artistik pozlarý, uzun favoriler, 12 Eylül döneminde istasyonlarda, otogarlarda, terminallerde arananlar listesine eklenmek için özellikle çekilmiþ izlenimi veren tanýmsýzlar, dünyanýn bütün yükünü çekmiþ de yorulmuþ emektarlar, Yeþilçamýn ince býyýklý, yan bakýþlý Ayhan Iþýkýný, kalýn býyýklarýyla gözlerinin içi gülen Fikret Hakanýný, çapkýn çocuk Göksel Arsoyunu, yakýþýklý sinsi Kenan Pars ve hatta burma býyýklý, hain bakýþlý Bilal Ýncisini yüreðinden vuracak duruþlar, geleceðe umutla bakan devrimciler, ola ki Cumali Filintenin bir türlü poz verdiremediði ve sonunda ya sabýr çekip o beceriksiz duruþu ölümsüzleþtirdiði fotoðraflar, fotoðraflar, fotoðraflar Dedik ya her biri apayrý birer roman konusu Ellerine saðlýk tanýmadýðým Deðerli Hemþehrim Murat Kara Bizlere bizleri anýmsattýn daha önce Deðerli Vedat Soðukpýnarýn Nostaljik Resimlerde yaptýðý gibi. Þimdi oturup bilgisayarýn baþýna, her bir fotoðrafý iyice, sindire sindire izleme, düþünme, hüzünlenme, sevinme, buruk bir mutluluk yaþama zamaný. Bâkî Efendi teknolojinin bu kadar geliþeceðini düþünmüþ müydü acaba 16. yüzyýlda? Âvâze-i bu âleme Dâvûd gibi sal Bâkî kalan bu kubbede bir hoþ sada imiþ Her ne kadar hoþ sadanýn yorumu çok geniþse de bir keseri kendimize yontup Artýk geride sûretler de kalýyor. diyelim. Ah bir de Büyüklerimizin baþýndan geçen ilginç anýlarý, birbirlerine yaptýklarý þakalarý, esprileri, her biri mizah ve felsefe yüklü konuþmalarý derleyip toparlayýp yazýya geçiren bir hemþehrimiz çýksa Melih Yýlmaz Yakakent Anadolu Lisesi Öðretmeni SAMSUN ( [email protected] )
|