BÝR ÇINAR DEVRÝLDÝ: ZEYNEP ÖZHAN ÖLDÜ Melih YILMAZ (Türk Dili ve Edebiyatý Öðretmeni)
Cahit Sýtký Tarancý, otuz beþ yaþý yolun yarýsý yaptýðýna göre resmi rakamlarla doksan sekiz yaþýndaki bir kiþi elbette ki koskoca bir çýnardýr; insanlarýn çýnarýdýr. Diðer taraftan Eðinli ozan Cemal Süreyya da Her ölüm erken ölümdür. demiþtir Üstü Kalsýn adlý þiirinde: Ölüyorum tanrým Bu da oldu iþte.
Her ölüm erken ölümdür Biliyorum tanrým.
Ama, ayrýca, aldýðýn þu hayat Fena deðildir..
Üstü kalsýn..
Çaðýmýz insanlarýnýn, özellikle gençlerin Eee doksan sekiz yýl yaþamýþ, dünyaya kazýk çakacak hali yoktu ya! deyiþlerini düþüncesizce söylenmiþ bir söz olarak deðerlendiriyorum. Evet, her canlý ölecektir ve de her ölüm erken ölümdür; yüz yaþýnda bile. Güzelyurtta kayýsý, erik, badem ve kirazlarýn çiçekten kurtulup iri bir nohut büyüklüðüne eriþtiði, hatta o büyüklüðü geçtiði bir ilkbahar gününde, 22 Mayýsta yitirdik Zeynep Özhaný. Bazý evlerin önündeki hanýmelilerin, kokularýyla ortalýða yaþama sevinci verdiði, parlak güneþin insanlarý bunaltmadýðý, kuþlarýn naðmelerinin kulaklardan eksik olmadýðý ýlýk bir gündü. Güzelyurtun yazýn gölgede bile terleten sýcaðýnýn ya da kýþýn, karýn buzun arasýndan topraðýn zorla bulunduðu, topraða kazmanýn iþlemediði bir günde ya da köy iþlerinin yoðun olduðu bir zamanda ölmemiþti Zeynep Özhan. Asýrlýk Çýnarý güneþin utangaçça, bir bembeyaz bulutlara gizlenip bir göründüðü, insanlarýn yaðmura çamura belenmediði ýlýk bir günde 23 Mayýsta topraða verdik. Hacýosmanlýnýn gülüydü Asýrlýk Çýnar. Þimdi en küçüðü kýrk yaþýnda olan üç torununu gelininin ölümü üzerine bakýp büyütmüþ adam etmiþti. Rahmetli Mustonun çocuklarý, o üç torun da babaannelerini ana bellemiþlerdi ve son nefesine kadar da yoklamýþlardý analarýný. Daha bir hafta on gün önce biri yurt dýþýnda, diðeri Ýstanbulda yaþayan iki torun gelip baþtan aþaðýya kontrol ettirmiþlerdi analarýný küçük kardeþleriyle birlikte. Ýki oðlu ve artýk yetmiþ yaþýna gelmiþ küçük erkek kardeþi de bir an olsun ayrýlmamýþlardý annelerinin ve kýz kardeþinin baþýndan. Son nefesinden önce oðullarýndan biri oksijen maskesini aðzýna takarken Çenemi mi çekiyiniz? demiþ Zeynep Özhan, soðukkanlý, sakin, her þeyi kabullenmiþ bir edayla. Sonra uyumuþ hastanedeki odasýnda. Bir süre sonra ayrýmsamýþlar öldüðünü. En küçük torun buz gibi yüze son öpücüðü kondurmuþ gözlerindeki yaþlarla birlikte; onun karýsý da, ki o da bir baþka torunudur, yataðýn baþýnda aðlýyormuþ kendini kontrol etmeye çalýþarak. Yemyeþil, ýlýk, yaþam dolu bir Güzelyurt günüydü. Gökyüzünün masmaviliði bembeyaz bulutlarla süslüydü. Topraða verdik 1909 doðumlu Asýrlýk Gülümüzü. Akþama doðru kimsenin kaçmasýna gerek duyumsatmayan bir yaðmur geldi geçti köyün üzerinden birkaç saniye içerisinde. O da aðladý geçip giden koskoca bir çýnarýn ardýndan. (26 Mayýs 2007)
|