www.hekimhan.com

 

23 NÝSAN ULUSAL EGEMENLÝK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLANDI

 

Atatürk Anýt Heykelinin önünde saat 10 :30 düzenlenen Törene Ýlçe Kaymakamýmýz Tülay BAYDAR, Belediye Baþkaný Vahit MUTLU, Garnizon Komutaný  J. Yzb. Cüneyt AÐACA, Cumhuriyet Savcýsý Hacý ÜNAL, Daire Amirleri ve Halkýn yoðun katýlýmýyla gerçekleþti. Saygý Duruþu ve Ýstiklal Marþýnýn okunmasýndan sonra 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramý halkýn yoðun katýlýmýyla Sakarya Ýlk Öðretim Okulunun bahçesinde kutlandý. Okullar hazýrladýklarý gösterilerle oldukça beðeni topladýlar.

Günün anlam ve önemiyle ilgili bir konuþma yapan Ýlçe Milli Eðitim Müdürü Yusuf ÇOBAN ;
“Ýstanbul'un 16 Mart 1920'de düþman askerleri tarafýndan iþgalinden sonra Osmanlý Mebusan Meclisi'nin görevini sürdürmesine imkan kalmamýþ Ýþgal güçleri meclisi basarak bazý milletvekillerini tutuklamýþlardý. O sýrada Ankara'da bulunan Atatürk, bu durum üzerine 19 Mart 1920’de vilayetlere ve kolordu komutanlýklarýna bildiri göndererek durumu açýklamýþ. Ülkenin baðýmsýzlýðýný korumak amacýyla bir Milli Meclis'in Ankara'da toplanmasý için çalýþýlma yapýlmasýný istemiþti.
              Tarih, 23 Nisan 1920. Sabahýn erken saatlerinde, Ankara'da tatlý bir telaþ, bir heyecan, bir coþku var. Orada bulunan herkes okullarda apar topar toplanan sýra ve eþyalarla  yeni meclisi kurma telaþý içerisindeydiler. Bütün Ankaralý kurulan yeni Meclis Binasý çevresinde toplandý. Halk, kendi kaderine sahip çýkmanýn coþkusu içindeydi. Hacý Bayram Camii'nde kýlýnan Cuma namazýndan sonra, Meclis binasý giriþinde gözleri yaþartan muhteþem bir törenle TBMM’nin açýlýþý yapýldý.

TBMM'nin açýlýþý ile birlikte, millî egemenliðe dayalý yeni Türk Devleti doðmuþ oluyordu. Birinci TBMM'nin iki temel hedefi vardý. Düþmanlarý yurttan atmak ve yeni devletin otoritesini güçlendirmekti.
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, umutsuzluðun, yokluklarýn ve güçlüklerin yaþandýðý bir dönemde açýlmasý, geleceðimizi aydýnlatan anlamlý ve önemli bir dönüm noktasý olmuþtur.
23 Nisan, Ulusumuzun  benliðini, kültürünü, örfünü ve geleneklerini saklý tutarak ulusumuzu çaðdaþ ve evrensel deðerlerle bütünleþtiren, bütün uygar uluslarla eþit ve insanlýk aleminin seçkin  üyesi durumuna yükselten bir tarihi gösterir.Sevgili Çocuklar,Sizler, Ulusumuzun en deðerli varlýðý ve geleceðisiniz.
            Büyük Atatürk, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açýldýðý gün olan 23 Nisan'ý, bayram olarak sizlere armaðan ederken, Türk çocuklarýnýn yurt sevgisini ve çalýþkanlýðýný biliyor ve sizlere güveniyordu.
            Hepimiz, yarýnýn büyükleri olan sizlere daha güçlü, daha güzel, daha yaþanabilir bir Türkiye oluþturmak  için çaba gösteriyoruz.
            Eðitim, topluluklarý çaðdaþ uygarlýk düzeyine yükselten vazgeçilmez temel etkinliktir. Her alanda, çaðdaþ ve evrensel ilkeleri benimsemiþ Türk toplumunun geliþmiþ ve ileri ülkeler arasýnda yer almasýnýn temel koþulu, eðitim kalitesinin yükseltilmesi ve yaygýnlaþtýrýlmasýdýr. Bu da ancak, bilime dayanan eðitim yöntemiyle olanaklý kýlýnabilir. 
            Unutulmamalýdýr ki, çaðdaþ eðitim düzeyi düþük bir toplumda demokrasi kültürü ile insan haklarý ve sosyal adalet kavramlarý yerleþip geliþemez. Eðitim düzeyi ile demokratikleþme birbiriyle baðlantýlýdýr. Eðitim düzeyi yükselip çaðdaþlaþtýkça siyasal yaþam da demokratikleþecektir.
            Çocuklarýn olumsuzluklardan etkilenmeden mutlu bir yaþam sürmelerinin saðlanmasý, geleceklerinin güvence altýna alýnmasý, Devletin yaný sýra, bireylerden baþlayarak toplumun tüm kesimlerinin çabasýný gerektirmektedir.
            Sayýn  veliler Bilinçli  ve  saðlam  toplum  oluþturmak  için  kendi  kültürümüzü  çocuklarýmýza aktarmamýz  gerekir. Kendi öz benliðimizi yansýtan  kültürümüzü  bilimsel ve teknolojik  materyallerle  yoðurarak  güçlendirmemiz  gerekmektedir.
            Toplum  olarak  sürekli yok edilmeye  çalýþýlan , ulusal  baðýmsýzlýðýmýza kastetmeye  yeltenenler  tarih  boyu  emellerinden  vazgeçmiþ  deðillerdir. Dün de  varlardý,  bu günde varlar,  yarýnda  olacaklar. Bu  nedenle  ikide bir   önümüze  sürülen, sen ben  kavgasýna  dönüþtürmeye  çalýþýlan,  basit görünen ama  yýkýcý  olan  olaylar  ülkemizi  yýllarca  geriye  götürmüþtür. 
            Çocuklarýmýza  sahip  çýkalým. Çocuðuna  sahip  çýkmayan  ailesine  , topluma  ve vatanýna  sahip  çýkamaz. Çocuklarýmýz bizim  istikbalimiz. Ulusumuzun güvencesidir. Çocuklarýmýza  kendi  kültürümüzü  aktarmak zorundayýz. Eðer  kendi  kültürümüzü , benliðimizi  aktarmazsak yarýn  birileri  kendi  kültürlerini  öyle  empoze  eder ki , yok olmayla  açýklarýz  sonumuzu.  Kültürümüzü  aktaramadýðýmýz  için boþluk  býraktýðýmýz  yerleri art  niyetli oluþumlarýn  gayretleri  sonucu  doldurulduðunu  görürüz. Bu da  yýllardýr  topla  tüfekle  yok  etmeye  çalýþýp ta yok edemedikleri  Ulusumuzu ve kültürümüzü sinsi  bir  biçimde  yok  edilmesi  anlamý  taþýmaktadýr.
Bir insan yedisinde  neyse yetmiþinde odur. Aðaç  yaþ  iken  eðilir. Çocuðumuzun  okul  öncesi  eðitimi  ve  ilköðretim  yýllarýna dikkatle  eðilelim. Eðitim  bilimcilerin  yapmýþ  olduðu   araþtýrmaya  göre bir  insan  kazandýðý  yeti  ve  yeteneðin  % 80’ni  altý  yaþýna  kadar,  diðer   % 20’lik  kýsmýný  ise hayatýnýn  geri  kalan  döneminde  kazandýðýný tespit  etmiþlerdir. Bu nedenle okulöncesi eðitime önem verelim. Birinci dönemin baþýnda 108 olan anasýnýfý öðrencisi sayýsý þu anda 308 e yükselmiþ ancak sizlerin de ilgisiyle bu sayýyý daha da yukarýlara çýkarmak önemli hedeflerimizden birisidir.

  Çocuklarýmýzýn  eðitimiyle  yakýndan  ilgilenelim. Çocuðumuzla  ilgilenmek  cebine  harçlýðýný  koyup  okula  yollamak  deðildir. Okullarýmýzda  duyarlý  bir  kaç  veli  dýþýnda  pek  kimseleri

göremiyoruz. Oysaki  çocukluk  dönemi  fizyolojik, sosyolojik  ve  psikolojik  olarak  hýzlý ,  bir  o kadar da  kalýcý  deðiþimlerin  olduðu bir  dönemdir. Ana baba  olarak  çocuðumuza  öyle  güveniyoruz ki  bir  anda  çocuk  olduklarýný , deðiþtiklerini  unutup  okulla, öðretmenlerle   baðýmýzý  koparýyoruz. Ulusumuzun teminatý  olan  çocuklarýmýzý  heba  edecek  kadar lüksümüz ,  olamaz.
            Aile, toplumun temel yapý taþlarýndan biri­dir. Dolayýsýyla aileye gelecek bir zarar, toplumu da dolaylý olarak etkileyecektir. O yüzden aile temelinin saðlam atýlmasý gerekir. Bu da ailenin çocuðuna iyi bir eðitim vermesiyle mümkündür. Her aile çocuðunu en iyi þekilde yetiþtir­mek ister ve bunun için ama doðru ama yan­lýþ bir takým metotlar kullanýr. Gelin  bu  metotlarý doðru - yanlýþ  olarak  ayýt edelim ve  Milli  Eðitimin amaçlarý  doðrultusunda öðretmenlere  birlikte okul ortamýnda   gerçekleþtirelim.
            Böyle  anlamlý  bir  günü  sonsuza  dek  kutlamak  dileðiyle  herkesi  yürekten selamlýyorum.” Sözleriyle konuþmasýný bitirdi.

www.hekimhan.com

www.hekimhan.org

www.hekimhanhaber.com